Ben Artık Varım: Çocuklarda Benlik Gelişimi
İlk adımlarını atmaya başlayan çocuğunuz kendi düşünceleri ve duyguları olan küçük bir insana dönüşüyor. Muhtemelen şu anda ne düşündüğünü basit kelimelerle ifade etmeye başladı bile. "Yaşasın!" “Evet!” “Hayır!” gibi sözlerle tepkilerini çeşitlendiriyor. Bütün bunlar benlik duygusunun gelişimine işarettir, artık çocuğunuzun benliği hakkında kendi fikirleri var ve birey olma yolunda ufak adımlar atmaya başlıyor.
Benlik kavramı özellikle yürümeye başlayan çocuklarda düşünceleri kelimelere dökmeye başladıkça daha belirgin hale geliyor. Bu, bebeğinizin daha öncesinde bir benliğe sahip olmadığı anlamına gelmiyor tabi ki. Bebeğiniz bir süredir yetilerinin sınırlarında basit etkileşimler kuruyor ve belki kendine has eylemler gerçekleştiriyordu. Bebekte benlik kavramının gelişimi bebek sizden ayrı bir insan olduğunu anladığında ya da bir oyuncağı fırlatıp sonra alkış tuttuğunda başlar diyebiliriz.
Artık kendine dair anlayışı da daha karmaşık hale geliyor çünkü dil ve duygular arasındaki bağı daha iyi anlıyor ve bu ikisi daha uyumlu düşünceler oluşturmasına yardımcı oluyor. Sosyal-duygusal gelişimin ayrılmaz bir parçası olan benlik kavramı, çocuğunuzun yaşamı boyunca değişmeye devam edecektir.
Ben Artık Varım!
24 ile 36 ay arasında çocuğunuz birçok sosyal-duygusal ve bilişsel gelişim sürecinden geçer. Hoşlandığı ve hoşlanmadığı şeyleri keşfeder, insanlarla bireysel bağlarını geliştirir, yaratıcı oyunlara katılır ve günlük görevlerde daha bağımsız hale gelmeye başlar. Bütün bunlar onun kendisi hakkında daha fazla şey öğrenmesini ve benlik kavramını pekiştirmesini sağlar.
Şu ana kadar çocuğunuz kendisi hakkında daha fazla bilgi edinmek için çoğunlukla sizin verdiğiniz tepkilere güveniyordu. Örneğin, uzun bir uykudan sonra onu beşiğinden kaldırıp gülümsemeniz, onu gördüğünüz için mutlu olduğunuzu gösteren bir tepkidir. Sizi gördüğü için aynı şekilde mutlu hisseden çocuk, gülümsemenin mutlu hissetmekle olan bağını daha kolay kavrayabilir.
Çocuğunuz artık kendi dünyasını keşfetmeye başlıyor, yaptıklarından ve gördüklerinden sonuçlar çıkarıyor. Çocuğunuz görevleri kendi başına yerine getirdikçe kendine daha çok güvenmeye başlayacaktır. Artık ayakkabılarını kendi başına giymek, çorbasını kendi kendine içmek istemeye başlayabilir. Çocuk ne kadar çok yeni şey denerse benlik kavramı da o kadar hızlı gelişir.
Çocuğun Benlik ve Sosyal-Duygusal Gelişimini Nasıl Destekleyebiliriz
Benlik ve sosyal-duygusal gelişim birbirini besleyen iki ayrı kavram diyebiliriz. Çocuğunuz kendisi ve çevresi ile ilgili yeni şeyler öğrendikçe özgüven kazanır. Bu, hayatın farklı alanlarında da aynı özgüveni sürdürmesine yardımcı olur. Örneğin diğer çocuklarla oynarken veya yaşına uygun küçük ev işleriyle uğraşırken çocuğunuz kendini daha rahat ve özgüvenli hisseder. Benzer şekilde, negatif bir öz benlik algısı oluşmuş çocuk bazı sıradan eylemleri gerçekleştirmekte güçlük çekebilir. Diğer çocukların yanında kendini endişeli hissedebilir veya kendi kendine yemek yemek gibi bazı eylemleri tek başına halledemeyebilir.
Bebeğiniz dünyayı anlamak için önce sizin nasıl tepki verdiğinizi görmek ister, bu da demek oluyor ki ebeveyn olarak davranışlarınızda ve tepkilerinizde öngörülü ve dikkatli olmalısınız.
- İltifatlarınız spesifik olsun. Çocuğunuz neyi iyi yaptığını bilmek istiyor. “Kediye çok iyi davrandın!” demek yerine, “Kediye karşı çok nazik davrandın ve bu çok sevimli bir hareketti. Bak, şimdi kedi de sana başını okşatmak istiyor.” diyebilirsiniz. Neden iltifat aldığını anlaması bu pozitif davranışı kanıksamasını sağlar.
- İlgi duyduğu şeylere karşı ilgili davranın. Çocuğunuzun yapmayı sevdiği şeylere karşı içtenliğinizi belli edin. Oynadığınız oyunlarda çocuğunuzun oyunu yönetmesine izin verin. Bu, onu keşfetmek için motive eder, hislerinin ve düşüncelerinin değerli olduğunu hissettirir.
- Denemek, başarmaktan daha önemlidir. Bazı şeyleri başaramamak çok doğaldır ancak çocuğunuz için bu gerçek biraz üzücü olabilir. Çocuğun yalnızca başarısına odaklanmak, çocuğunuzun yeniden denemekten utanmasına sebep olabilir. Bu yüzden başarısına değil, kazandığı deneyime ve sürece odaklanın.
- Kendinize karşı nazik olun. Ebeveynler günlük hayatın içinde kendine çok yüklenmeye meyillidir. Unutmayın ki, çocuğunuz öz saygıyı da sizi taklit ederek öğrenecek. Sözlerinizin ve eylemlerinizin çocuğunuzun üzerinde büyük bir etkisi var. Zorluklar karşısında pozitif tutumunuzdan taviz vermemeye çalışın. “Yaptığım yemek ne kadar da lezzetli olmuş!” gibi cümlelerle yaptığınız işlerden bahsedin. Kendinize verdiğiniz değeri gören çocuğunuz bu davranışınızı örnek alacaktır.